KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mynet Soran Anne Platformu

1 Bebeğinizin cinsiyeti nedir?
2 Bebeğinizin yaşını belirtir misiniz?
3 Sizlere hangi konuda yardımcı olmamızı istersiniz?
4 Öğrenmek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Ağrısız, sancısız doğum mümkün mü?

    Ağrısız doğumun mümkün olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Taner Usta, epidural yöntemden bahsetti.

    Doğum sancısı birçok kadın tarafından ‘yaşadığı en şiddetli ağrı’ olarak tanımlanır. Her anne adayının gönlünde normal doğum yapmak vardır ancak birçok kadın o doğum sancılarını yaşamaya cesaret edemez. Doğum sancısı, rahim kaslarının kasılması sonucu ortaya çıkan çok şiddetli bir ağrıdır. Anne adayının pelvis (çatı) genişliği, bebeğin boyu ve kilosu, bebeğin anne karnındaki pozisyonu gibi faktörler sancıların şiddetini etkiler.

    Modern hayattaki kadınların geçmişte beden gücüyle çalışan kadınlara oranla daha narin bir yapıya sahip olduğu düşünülse de bugünkü yöntemler o zaman da bilinseydi birçok kadın tarafından mutlaka uygulanırdı. Doğum sancılarının bu en özel deneyimi korkulu hale getirmesini önleyebilmek için pek çok araştırma yapılmış ve pek çok yöntem denenmiştir. Daha önce denenen damar yolu ile verilen ilaçların sersemlik, uyku hali, bulantı, kusma, solunum güçlüğü, kaşıntı, kabızlık ve mesanede idrar birikmesi gibi yan etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca bu ilaçlar kullanıldığında anne sütünün gelmesi ve emzirmenin başlaması gecikebilir.

    Ağrısız doğum için rejyonel (bölgesel) anestezi ilk kez 1900 yılında kullanılmıştır. Her yeni uygulamada olduğu gibi başlangıçta bazı olumsuz etkiler görülmüş, ancak zamanla güvenli bir seçenek olarak yaygınlaşmıştır. Epidural aralık, omuriliğin çevresindeki zar ile omurların arasındaki bağ dokusunun arasındaki milimetrik boşluktur. Bu aralığa yerleştirilen kateterden (milimetrik bir tüp) uygulanan bir ilaçla, vücudun alt yarısından gelen ağrı sinyallerinin iletimi geçici olarak durur ve bölgede ağrı duyulmaz. Bu şekilde yapılan epidural analjezi ile doğum, halk arasında ‘ağrısız doğum’ olarak bilinir.

    Epidural doğumda seçilen doz sadece rahim kasılmaları sırasındaki ağrıyı ortadan kaldıracak, ancak rahim kasılmalarını azaltmayarak doğumun normal seyrini etkilemeyecek şekilde ayarlanır. Sezaryen ile doğumlarda da epidural yöntem kullanılabilir. Anne adayının yine belden aşağısı tamamen uyuşmuş haldedir. Bacak hareketleri vardır ancak ağrı hissetmez. Normal doğum sırasında bel bölgesinden epidural yolla sağlanan analjezi, yani ağrının ortadan kaldırılması yeterli olurken, sezaryen ile doğum sırasında epidural anestezi uygulamak gerekir. Normal doğum ve sezaryen arasında sadece verilen ilaç dozu farklıdır. Normal doğum sezaryene döndüğünde yapılan şey kateterden ilave ilaç verilerek epidural anestezi oluşturmaktır.

    Epidural anestezi sonrası ağrı blokesi devam ettiğinden operasyon sonrası ağrılar da bir süre daha hissedilmez. Normal doğumda sancılar başladıktan sonra (doğum kanalı açıklığı 4 cm olduğunda) anne işlem odasına alınır. Koldan serum takılır, tansiyon, nabız ve parmak ucundan oksijen durumu takip edilir.

    Başarılı bir epidural uygulama için annenin duruşu hekimin istediği gibi olmalıdır. Burada hekimin uygun pozisyonu alabilmesi çok önemlidir. Oturur durumda belden öne doğru bükülür, çene göğse doğru yaslanır ve her iki omuz aşağıya doğru bırakılır. Özel bir iğne ile epidural aralığa girilerek buraya kateter denilen ince tüp yerleştirilir ve vücuda flasterler yardımı ile sabitlenir. Kateterden ilaçların verilmesinden kısa bir süre sonra sancılar sona erer ancak rahim kasılmaları engellenmez. Katetere bağlanan bir ağrı pompası ile hasta kontrollü analjezi yöntemi kullanılarak ağrısızlığın devamı sağlanır. Bu andan itibaren doğum gerçekleşinceye kadar her şey aynıdır, ancak sancı hissedilmeyecektir.

    Sezaryen ya da normal doğumda ameliyathanede bilinci açık anne adayı ağrı ve acı hariç her şeyi duyumsayarak bebeğinin dünyaya gelmesine tanıklık eder. Birçok anne bu olayı eşsiz bir tecrübe olarak yorumlar. Epidural uygulamalar için kısıtlayıcı bir neden yoktur. Yalnızca bel omurlarında uygulamayı engelleyecek sorunlar, uygulama yapılacak bölgede enfeksiyon varlığı, kanama pıhtılaşma bozuklukları olan hastalarda uygulanması zordur.

    Söz konusu bel omurları, omurilik bölgesi olduğundan hastaların aklına, ‘sinirlerin harap olması ve felç riski’ gelse de uygun koşullarda, konusunda uzman hekimler tarafından uygulandığında bu endişelere gerek yoktur.

    Doç. Dr. Taner Usta
    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
    www.drtanerusta.com
    Instagram: /drtanerusta

    Vitrin


    En Çok Aranan Haberler