FETÖ'nün Atatürk Havalimanı'nı işgal girişimi davası

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin, 77'si tutuklu 159 sanığın yargılanmasına, müşteki ve tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi - Duruşma yarına ertelendi

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal teşebbüsünde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin, 77'si tutuklu 159 sanığın yargılandığı davanın 37. duruşması sona erdi.

Reklam
Reklam

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, bazı müşteki ve tanıklar dinlenildi.

Müşteki polis Gökhan G, havalimanını kuşatan askerleri, kanunsuz emri yerine getirmemeleri, darbe girişiminden vazgeçmeleri konusunda uyardıklarını ifade etti.

Tutuklu sanık eski albay Yusuf Özdemir'in silahını vermek istemediğin kaydeden Gökhan G, "Gerekirse canlarını vereceklerini ama silahlarını teslim etmeyeceklerini söyledi. 'Yaklaşmayın vururum' diyerek bizi tehdit etti. Biz askerlerin silahlarını ufak ufak teslim aldık. Albay Özdemir'i özel hareket polisleri etkisiz hale getirdi." şeklinde beyanda bulundu.

- Şehit annesinden sanık albaya tepki

Gökhan G'nin duruşmada Özdemir'i teşhis etmesinin ardından havalimanında 17 yaşında şehit olan Mahir Ayabak'ın annesi Muhteber Ayabak, "Allah belanızı versin! Bir de darbeci olmadığınızı söylüyorsunuz." diye bağırdı.

Mahkeme başkanının "Acınızı anlıyoruz ancak bu şekilde yargılama sekteye uğrar." ifadesini kullanması üzerine, şehit annesi de "2 senedir işkence çekiyorum burada. Bir an önce darbecilerin cezalarının verilmesini talep ediyorum." dedi.

Reklam
Reklam

Müşteki polis Gökhan A. ise sanık Yusuf Özdemir'in askerlere "Silahını polise teslim eden olursa vururum." dediğini, kendilerine de "Ölürüm de silahımı vermem, teslim olmam, ya siz beni vurursunuz ya ben sizi." ifadelerini kullandığını kaydetti.

Çok uzun ve sıkıntılı bir gece geçirdiklerini belirten Gökhan A, "Allah bir daha yaşatmasın. Ben doğuda da görev yaptım. Asker arkadaşlarımızla birlikte omuz omuza gittik. Sonuçta polis de asker de devleti korumak için görev yapar. Her zaman birlikte, el ele, yürek yüreğe çarpıştık. Doğu görevi yapanlar bunu daha iyi bilir. Ama o gece bu rütbeli askerlerin hal ve hareketleri düşmancaydı. Polis-vatandaş gözetmeksizin herkese namlu çevirdiler." ifadelerini kullandı.

Müşteki kendisine sorular soran Yusuf Özdemir'e, "Size darbeden vazgeçmenizi, silahları telim etmenizi söylediğimizde bize 'darbe yok, terör saldırısına karşı önlem için geldik' demediniz. Ama şimdi burada öyle savunma yapıyorsunuz. Ben havalimanına terör saldırısı yapıldığında da orada görev yapıyordum. Asker bu şekilde oraya gelmez. Valinin emir ve talimatıyla polise destek olarak gelebilir." diye konuştu.

Reklam
Reklam

- "Burada konuşabiliyorsam polis sayesinde"

Havalimanında şoför olarak çalıştığını ve polisleri taşıdığını anlatan müşteki Uğur Özcan ise beyanında şunları kaydetti:

"Bizi askerler durdurdu. Rütbeli asker, yanımdaki polisten silahını vermesini istedi. Vermeyince er tüfeğin kurma kolunu çekip ateşe hazır hale getirdi. Polis de soğukkanlı bir şekilde silahını verdi. Ben bugün burada konuşabiliyorsam o polisin sayesinde. Yoksa bizi vuracaklardı."

Duruşmada dinlenen bazı müşteki ve tanıklar da darbe girişimi esnasında Atatürk Havalimanı'nda yaşananlara ilişkin beyanda bulundu.

Duruşma yarına ertelendi.


Anahtar Kelimeler: