Kaşıkçı cinayetinde korkunç 'damar yolu' detayı

Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul başkonsolosluğunda planlı bir şekilde öldürüldüğüne dair yeni deliller ortaya çıkıyor.

Daha önce, Kaşıkçı cinayetinde Suudi yetkililerin dublör kullandığını, yerel bir işbirlikçiyle cinayetin temizlik sürecinde iş birliği yapıldığını ve son olarak işlenen cinayetin konsolosluk binası içindeki ayrıntılarını dünya kamuoyu ile paylaşan Habertürk, cinayetin planlı bir şekilde işlendiğine dair olay yeri verilerinden elde edilen dikkat çekici bir bulguyu daha ortaya çıkarıyor.

Reklam
Reklam

Habertürk'ün haberine göre cinayet ekibinde yer alan Suudi Adli Tıp Kurumunun Başkanı Salah Muhammed el Tubeyki’nin iz bırakmamak için Kaşıkçı’yı önce boğdurup öldürdüğü, ardından damar yolunu açıp vücudundaki tüm kanı lavaboya akıtıp peşi sıra elektrikli testere ile cesedi 9 parçaya böldükleri düşünülüyor.

Suudi gazeteci Kaşıkçı cinayeti ile ilgili, olayın önceden planlı bir suikast olayı olduğu belirlenirken, olay günü konsoloslukta görev yapan 28 Türk vatandaşının izin verilerek uzaklaştırıldığı, konsolosluğun hizmet alımı yaptığı 3 güvenlik şirketi çalışanını ise konsolosluğun birinci katındaki odalarından çıkmamaları konusunda talimat verildiği ve Suudi yetkililerin Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında önceden tüm hazırlıklarını yaptığı olay yeri incelemeleriyle de tespit edilmiş durumda.

Olay günü için sadece konsolosluk rezidansında görev yapanların dışındaki 28 personeli uzaklaştıran 15 kişilik cinayet timi, Kaşıkçı’nın konsolosluk binasına girdiği A ve B ünitelerindeki bağrışma ve arbedenin hemen ardından Kaşıkçı’yı yukarı çıkardıkları, burada önce boğarak öldürdükleri hemen peşinden Adli Tıp Kurumunun Başkanı Salah Muhammed el Tubeyki’nin duvarlarda iz bırakmamak için profesyonelce bir yöntemle Kaşıkçı’nın cesedinde önce damar yolu açıp vücudundaki tüm kanı lavaboya boşalttığı ortaya çıktı.

Reklam
Reklam

Başkonsolosluğun İstanbul Cumhuriyet savcılığının incelemesine açan Suudi yetkililerin konsolosluk kanalizasyon sisteminde iz bırakmamak için ise bina içindeki suları kontrollü bir şekilde açık bıraktığı belirlendi. Zira konsolosluğun normal su tüketiminin 3 katından daha fazla suyu cinayetin işlendiği tarihte 9 gün süre ile tükettiği belirlendi.

Konsolosluğun içinde elde edilen ses kayıtlarında ise elektrikli testerenin 11 kez ara akımlarla çalıştığı 9 kez uzun akımla çalıştığının ses kaydı yer alırken 2 kez de kısa akımla ses kayıtlarından yola çıkan güvenlik birimlerinin cesedin 9 veya 10 parçaya bölünmüş olabileceğini belirtiyorlar.


Anahtar Kelimeler: