BİZE ULAŞIN
Mars'a yolculuğun planlarını yapıyoruz şu anda; bilimsel, entelektüel, kültürel anlamda ivmemiz her geçen yıl onlarca asrı katlıyor. Gelişiyor, evriliyor insanlık.
Ne yazık ki bu yolculukta bir de tersine hareket söz konusu; kadına zulüm, aileiçi şiddet.
Aileiçi şiddet, tüm dünyaya ait bir kangren. Neyse ki bu hastalığa ilaç olan kuruluşlar, platformlar var. Magnum fotoğrafçısı Susan Meisales ile Multistory işbirliğinde hazırlanan Kendilerine Ait Bir Oda isimli kitap işte bu platformlardan birini, belki de en önemlisini gözler önüne seriyor.
İngiltere'nin Black Country bölgesindeki kadın sığınma evinden fotoğraflar, anılar ve düşünceler eşliğinde farkındalık yaratıyor...
Bu huzur dolu odanın sakini Janet'ın sözleri şöyle;
“Burası benim evim, güvenli olduğum yer. Eski eşimden uzakta olduğum için çok mutluyum. Benim ve çocuğumun hayatını kurtardığınız için teşekkürler. Onun için her şeyin en iyisini diliyorum. Onun bir geleceği olsun istiyorum. Eğer o mutlu olursa ben de mutlu olurum.”
Tek göz oda, bir şarj aleti, bir şişe kola. Odanın bu sadeliğine, eksikliğine aldanmayın; arkasında Ayşe'nin aile baskısından kaçışı, hayata bakışı, cesareti saklı:
“Ailem beni evlendirmeye zorluyordu. ‘Eğer geri dönmezsen, bizden yardım isteyebileceğini sakın düşünme’ diye bir mesaj aldım. ‘Olur, olduğum yerde mutluyum. Kendi geleceğimi inşa edebilirim’ dedim.“
“Evde 200-300 çift ayakkabım vardı fakat ailem giymeme izin vermezdi. Bana sürekli ‘yollu’ ve ‘orospu’ gibi giyiniyorsun derlerdi. Bunları sadece onlara bakmak için satın aldım. Buradaki tüm ayakkabılar sığınma evine taşındığım seneden bu yana aldıklarım.”
Oda sakini Sam'in bu sözleri, aile baskısının bir başka ifadesi...
Kaynaklar: Gaiadergi.com, Theguardian.com, Multistory.org.uk
