Spor yazarları, Galatasaray'ın Başakşehir'i 2-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi.
İşte o değerlendirmeler...
NE GOLDÜ ÖYLE...(ŞANSAL BÜYÜKA)
Ne goldü öyle... Gerçekten ne goldü öyle... Nasıl tanımlasak acaba... ”Süper“ desek az, “mükemmel“ desek yeter mi... Göz kamaştıran olağanüstü bir goldü... Mariano’nun maçın ve belki de şampiyonluk yarışının kaderini değiştirecek bu golünü, FIFA şimdiden “yılın golü“ adayları için bir kenara yazsın... Mariano’nun kendi sahasından hızla çıkıp gelişi, önünü açışı, içeriye kaçışı ve sol ayağı ile topu doksana takışı kolay unutulmaz... Aslantepe tarihi yazılırken elbette çok gol yazılır ama bu gol başka türlü yazılır...
Aslında birinci dakikadan son dakikaya kadar Galatasaray’ın hak ettiği bir oyundu... Bir Fatih Terim klasiği olan “baskılı başlangıç“ ilk onbeş dakikadan sonra hızını ve etkisini azaltmış olsa bile maçın egemen tarafı Galatasaray‘dı... Mariano‘nun golüyle başladık ama, sol kenarda Nagatomo da mükemmel işler yaptı. Donk başlangıçta süpriz olarak yorumlandı ancak maçta gördük ki, orta alanda hem iyi bastı, hem de özellikle ilk yarıda sıkışan oyunu uzun toplarla kenarlara iyi açtı.
Ligde kalan 5 maç içinde F.Bahçe dahil 4 takımın şampiyonluk şansı var. Bu haftadan sonra puan kaybeden havlu atar. Hakem Halil Umut Meler ilk yarı kötü, 2. yarı iyi maç yönetti. Visca-Da Costa ve Adebayor hariç Başakşehir’de kimse iyi değildi.
BENİ MAHÇUP ETTİ(UĞUR MELEKE)
Başakşehir'in tek hücum planı, topları Adebayor’un kafasına indirmekti yalnızca. İlk 15 dakika itibariyle de planları işliyor gibi gözüktü ama Denayer ve Donk oyuna girdikçe Togolu’yu dengelediler. Özellikle Donk konusunda inanılmaz yanıldım, Hollandalı son dönemdeki ciddi oyunuyla beni olağanüstü mahcup etti, dünün de kesinlikle en iyilerindendi.
Dünkü galibiyeti muhteşem Mariano’ya, ya da Denayer-Donk’a, belki de maçın en hareketlisi Rodrigues’e yazabilirsiniz ama ben payın büyüğünü Fatih Terim’e veririm. Abdullah Avcı önlem almayı, Fatih Terim önlem aldırmayı seçti dün gece... Avcı korumayı, Terim saldırmayı; Avcı bozmayı, Terim yapmayı hedefledi. Sezonun sonunda kim kazanır bilmek güç, ama dünün kazananının Terim olduğunu söyleyebiliriz kesinlikle.
Emre Belözoğlu, kendisinin içinde olmadığı bir pozisyona itiraz ediyor; sarı kart görüyor. Sonra da kenara “yaz bunu” ya da “yazıyorum” gibi bir jest yapıyor. Ben de merak ediyorum, ister istemez: Türkiye Ligi’nde bu hareketi yapmış, yapacak, yapmaya niyetlenebilecek yerli ya da yabancı başka tek bir oyuncu var mı? Bu hareketin anlamı nedir, maçı izleyen herkes gibi ben de çok merak ettim doğrusu.
OYUN DİSİPLİNİ(HAKAN ÜNSAL)
Maçın genelinde, Galatasaraylı oyuncuların mücadelesi ve verilen taktiğe uymaları iyiydi. Fakat karşılarındaki rakip, tam da bu işi en iyi yapan takımların başında geliyordu. Dolayısı ile böyle bir rakibe karşı tavizsiz, sabırlı bir oyun disiplini ile en iyi bildiğini devamlı yapman lazım. Galatasaray’ın kazanmasını sağlayan da bu oldu. Hem taktik disiplini hem oyun disiplini hem de kora kor savaş.
İkinci yarı Başakşehir’in çıkarken kaptırdığı ve Galatasaray’ın pozisyon bulduğu birçok topun sebebi buydu. Adebayor’a yapılan baskı artırılınca ikinci yarı daha iyi gözüktü Galatasaray. İşte Mariano da en iyi bildiği işi yaptı. Verdi, aldı ve yılın golüne aday bir vuruş yaparak takımını öne geçerdi.
G.SARAY HAK ETTİ(AHMET ÇAKAR)
Galatasaray hak etti mi? Bence hak etti... Zira Başakşehir bu sene çok önemli maçlar oynamasına rağmen kendi evinde Fenerbahçe ve dün gece de Galatasaray'a karşı istediklerinin hiçbirini yapamadı. Galatasaray özellikle ilk yarıda, Başakşehir'e alıştığımız pas imkanını vermedi.
İkinci yarı Galatasaray daha etkiliydi. İstediği gibi oynadı. Belki alıştığımız o önemli pozisyonları yaratmasa da Mariano kilidi açan adam oldu. Mariano sağ bek, sürekli hücumu destekliyor ama dün gece çok büyük bir şey daha yaptı. Kanattan sıfıra ineceğine birden içeri kıvrıldı, topu soluna aldı ve muhteşem vurdu. Son ayların en güzel gollerinden biri. İşte bu gol, bence maçı bitirdi.
Artık bundan sonra özellikle tepedeki 3 takımın kayba tahammülleri yok. Alınacak bir beraberlik bile şampiyonluğun kaybı anlamına gelebilir. Her maç zor ama G.Saray-Beşiktaş maçı önemli bir maç haline geldi. Hem ikisi açısından hem de Başakşehir ve Beşiktaş açısından. 100 yıllık futbol tarihimizin en çetrefilli şampiyonluk şansının haftadan haftaya değiştiği lig oynanıyor.
SAKİN KALAMADI(LEVENT TÜZEMEN)
Başakşehirli oyuncular Galatasaray'ı mücadele içine kattıkları sertliğe öfkelenerek karşılık verdiler. Özellikle Emre- Arda ikilisi ayaklarına her top alışlarında tribünler tarafından ıslıklanınca, sakin kalamadılar. Hatta Emre, gördüğü kart sonrası basın tribününe "Bunları yazın" şeklinde hareket yaptı.
Gomis belki gol pozisyonlarında etkili değildi ama rakip defans ve kalecinin üzerine müthiş koşularla baskı kurdu. Donk'la Fernando ikilisi rakibi karşılamada, mücadelede ve topu oyuna sokma konusunda başarılıydı. Nagatomo, Visca'yı etkisiz hale getirdi. Tudor'un sol stoper oynattığı Denayer, sağ stoperde çok başarılı oldu.
Başakşehirli futbolcular maç öncesi düzenledikleri yemekte Galatasaraylı oyunculara "Geliyoruz" demişlerdi. Misafir umduğunu değil, bulduğunu yermiş. Galatasaray, Başakşehirli oyunculara mücadelesi yüksek, inançlı, kazanma ruhu tavan yapan bir oyun sundu ve zirve koltuğunu haklı olarak aldı.